Allah’a adanan ve Allah’a sunulan mumlar çeşitli anlamlar taşır.
1-İnsanlar, Allah ile aralarında bir bağ kurmak, Eski Ahit’e göre Allah’ı yatıştırmak için ona bir şeyler vermek istiyorlardı. Yakmalık sunular kesiyorlardı. Böylece güzel kokulu kurban, Allah’a yükselen bir dua gibi oluyordu:
Yoksullar ise ortaklaşa aldıkları kurbanı kesiyorlar ve hayvanın yağından yaptıkları mumları Allah’a sunuyorlardı. Böylece onlar da kurban sunmuş olmaktadırlar.
2- Allah (Eski Ahit’te İbranice Yahve, Adonai Elohim), İsrail oğulları çöldeyken onlara Işık’la yol gösteriyordu. "Gece gündüz ilerlemeleri için, Rab gündüz bir bulut sütunu içinde yol göstererek, geceleyin bir ateş sütunu içinde ışık vererek onlara öncülük ediyordu. Gündüz bulut sütunu, gece ateş sütunu halkın önünden eksik olmadı:
Buradan yola çıkarak, bizler de aynı sözlerle dua edebiliriz: "Tanrı’nın ışığı hayatlarımızda parlasın ve bizlere gece gündüz öncülük etsin" Mum yaktığımız an, öncelikle Tanrı’nın hayatımızda parlamasını, yollarımızı aydınlatmasını dileriz:
3- Dünyanın ışığı, peygamberler tarafından önceden bildirilen, Tanrı’nın Beden Olan Sözü Mesih İsa yaşamımızın ışığıdır. Mum ışığı nasıl karanlıkları bölerek aydınlık getiriyorsa, Mesih İsa’da hayatımızda parlayan ve onu aydınlatan sonsuz bir ışıktır:
Bizler bu gerçekten, Beytlehem’e inen ışıktan bir parçayız ve vaftiz aracılığı ile bunu yansıtıyoruz.
4- Mum ayrıca yaşamı da simgeliyor. Alevinin çoğalıp azalması, tinsel hayatımızdaki iniş ve çıkışlara benziyor:
Bu iniş ve çıkışlarla yaşantımız devam ediyor. Bu devamlılığı çağrıştırırcasına mum yanarak eriyor. Mumun erimesi gibi, yaşamımızda günbegün yitiyor. İnsan kaç yaşında olursa olsun, yaşam bir biçimde, bir yerde bitecektir. Ancak sadece Mesih İsa’nın ışığı, bu dünyadan geçiş yapan doğrular için sonsuza kadar yol gösterip var olacaktır: