Biraz zaman geçtikten sonra, Pavlus, Barnabas'a hadi gel tekrar oraya,Tanrının mesajlarını ilan ettiğimiz yerlere gidelim dedi. Aziz Pavlus'un Antakya'da bulunduğunu ve buradan arkadaşı Silas ile Suriye'ye ve Kilikya'ya gittiği sanılıyor. (Apg 15.36 ) Eğer Elçi hala yaşasaydı Roma da olurdu ve biraz değiştirilmiş bir şekilde öğrencilerine derdi ki! ''Yola çıkalım, köylerde, Hristiyanlığın 21 inci yüzyılını yaşıyan kardeşlerimizin hatırını sormaya gidelim.''
Ve bir keresinde İspanyaya gitmeyi düşündüğünü söylemiş olan Pavlus, (Rom.15,24) Romada ikisene boyunca kirada oturduğu evinde öldü. Aslında modern trenler ile Avrupayı, Viyana, Berlin, Brüksel, Paris, Madrid ve Bern den geçebilseydi, bu onun dördüncü misyon seyahati olabilirdi.
Daha önce Romalılara, sonrada diğer Hristiyan belediyelerine ve Avrupalılara birer mektup yazmaya karar verirdi. Pavlus bildirilerine başlamadan önce, kendini tanıştırırdı. ''Tanrı'nın isteğiyle Mesih İsa'nın elçisi olmaya çağrılan ben Pavlus'' (1 Kor 1.1) Belki bir kere daha, Şam'a giderken refakatcilerinin mevcutiyetinde kendi hikayesini anlatırdı, Nasıl İsa'yı gördüğünü, nasıl yere düştüğünü, gözlerinin hikayesini. Ve neden bizlerle ilişkiye girdiğini açıklardı, ve o şöyle devam ederdi. ''Sevgili erkek ve kız kardeşlerim size garanti ederimki sizi ziyaret etmeyi sık sık planladım ama bu daima engellendi. Diğer ahalilerde olduğu gibi sizin içinizdende insanları Mesih İsa'ya kazandırmak isterim.
Ben Rabbin bildirisini bütün insanlara, çok kültürlüler den, medeni olmıyan toplumlara, kadar bildirmeyi üzerime aldım. Bu yüzden size bu iyi Müjdeyi bildirmek için her zaman hazırdım.(Rom I, 13-15)
Evet bugünki Avrupa, karanlıkla örtülü olup, ışığa ihtiyacı vardır.Balkanlarda ve orta doğuda savaşın kini duyulmaktadır. Onbinlerce mülteciler dünyanın her tarafından bizim sınırlarımıza akmaktadır. Doğu'nun kadın ticareti bizleride etkilemektedir. Hatta bazı ülkelerde mafia durumları vardır. Uyuşturucu maddeler ve aids tahribat yapmaktadır. Ve kalpler taş gibi olmuş, kimse kimseye selam vermez olmuş, birisi birisine çarptığı zaman veya haksızlık ettiği zaman özür dilemez olmuş. İnsanlar otobüste, trende, tramvayda ve trende sakat ve yaşlı insanlara yer vermek için ayağa kalkmaz olmuş.
İnsanlar, annesinin karnında filizlenen hayatı, hamileliği durdurmak gerekçesi diyerek vicdansızca öldürüyorlar. Hatta yaşlı insanları hayatlarına son vermeleri için teşvik ediyor ve buna ölüme yardım diyede bir isim takıyorlar. İnsanlar, saatlarce televizyonun karşısında oturuyor, radyo dinliyor ve internet ile meşgul oluyorlar. Büyük, küçük herkezi baştan çıkaran seks ve porno dükkanlarınız var.Bazı tarikatların başkanları varki, sadece para kazanmayı düşünüyorlar. Tanrıyı sevmeyen ve O'nu reddetmiş olanlar var. Ayrıca dini fanatik olup Tanrının adına öldürenler de var. Kötünün emrinde olan erkek ve kadınlarla, her yer kaynamaktadır.
Pavlus o zamanlar Hristiyanları yüreklendirdiği gibi, bu yeni bir mektupla da Avrupalıların vicdanına hitap ederdi. Siz İsa Mesih'i Tanrı olarak kabul ettiniz ve bu yüzden hep birlikte onunla ve onun istediği gibi yaşayın. O'na köklü bir bağınız olsun ve hayatınızı O'nun üzerine kurun. İnacınıza bağlı kalın ne öğrendiyseniz ondan ayrılmayın. Tanrının size hediye etmiş olduğu şeyler için teşekkür etmeye devam edin. Sizi boş sözlerle kandırarak, gerçek dini öğreteceğiz diyerek, yanlış yola saptırmak isteyenlere inanmayın. Bütün bunlar insan bilimine dayanıyor veya sadece kötü güçlerin tuzaklarıdır, yani İsa Mesih ile ilgisi yoktur. (Kol 2:8 )
Elçilerin'in bütün hayatı sevgi üzerine kurulu olduğundan onun mektubu ile bize cesaret verir, zayıf kardeşlerimize karşı konuşmalarımızda, yazılarımızda ve davranışlarımızda sevgi dolu olmamızı önerirdi. Sizleri takip edenlere iyilikler dileyin, kızacağınıza onları takdis edin. Sevinenlerle sevinin, hüzünlülerle beraber ağlayın.
Beraber olmayı birleşmeyi düşünün, yükseğe çıkmak için uğraşmayın, küçümsenmişlerle beraber olun, akıllılığınıza güvenmeyin. Size kötülük yapana, asla kötülükle karşılık vermeyin.(Rom 12:14)
Ne kadar etkileyici sözler bunlar !
Bunlar bize, Müjdeye ve Kiliseye sadık kalmış Avrupalıların, Tanrı ve inaçla alay edenlere, evliliğe ihanet ve Tanrının emirlerini her halikarda görmemezlikten gelenlere karşı nasıl davranacağımızı göstermektedir. Pavlus bizi, onların ağına düşmememiz, günahkar olmamamız için uyarmaktadır. Ama aynı zamanda da yanılanlarla kontak kurarak onların gözünü açmamızı, onları sevgi ve saygıya ikna ederek, onları tekrar yegane doğru olan yola yani Tanrıya götüren yola girmelerini sağlamamızı istemektedir.Aziz Pavlus artık dünyada olmadığından dolayı onun sözünü dinleyenler, yani bizler, O'nun yaptığı gibi, bütün gücümüzle, sadece Kilise içerisinde değil, heryerde onursuzluğa ve günahlara karşı savaşalım, kendimizi, aç kalmışların, küçüklerin, hastaların ve sakatların hizmetine verelim. '' Kimse boş durmaya izinli değildir.'' Bu, 1987 de Roma da toplanmış olan Episkoposlar Toplantısında söylendi. İsa Mesih, bütün öğrencilerine, dünyanın tuzu ve ışığı olmasını istediğini de hatırlattılar.
MARCEL FARİNE