Aziz Vincent de Paul'un Sözleri
- Yaptığın herşeyde Tanrıyı ara, karamsarlığa düşme. O, en iyisini yapacaktır.
- Tanrı'ya ulaşmak için insan kendisinin dışına çıkmalıdır.
- Eğer, kabiliyete şansa ve insanlara güvenirsek, Tanrı bizi terk edecektir.
- Şeytan havlıyabilir, gürültü yapabilir ama biz istemedikçe, bizi ısıramaz ve zarar veremez.
-Biz Tanrının tarafında olursak, O'da bizim tarafımız da olur ve O'nunla herşeyin sahibi oluruz.
- Eğer ümitlerini Tanrıya adamış isen, bir
şeyden emin olabilirsin. Bütün dünya sana karşı olsa bile,
Tanrının hoşuna giden şey olur.
-Bu gerçek bir ana
kaidedir, kendilerini savunmıyanları, Tanrı günün birinde
kendisi savunacaktır.
-Emin ol, görevlerini
yaptığın sürece, Tanrıyı seviyorsun demektir. Bu sevgiden
birşey hissetmesende.
-Bizim, kendimizden daha büyük
düşmanımız yoktur.
-Tanrı bizden ne bilgimizi, nede
kabiliyetimizi istiyor, ona kalbimizi vermediğimiz sürece.
-Dua bir ayna gibidir, dua da ruhun bütün lekeleri ve çirkinlikleri meydana çıkar.
-Bana dua eden birisini ver. O, herşeyi yapma yeteneğine sahiptir.
-Bu bir gerçektirki, kendisini sonsuz sevgi ile seven kuluna, acı çekmeyi göndermek Allah'ın hoşuna gider.
-Acı ve zorluk çekmeden yapılan iyi bir iş, iyi değildir.
-Tanrı, kendisine olan sevgimizden dolayı acı çektiğimiz zaman, bunu görmektedir ve bilmektedir. Bu da bizim için yeterlidir.
-Sağlıklı günlerimizde değil, hasta olduğumuz zaman, kim olduğumuzu daha iyi görürüz.
-Tanrı, bizim ona olan sevgimizden dolayı kabul ettiğimiz acıların içine, açıklaması zor olan '' sevinci '' de koyar.
-Eğer kendi kabuğumuzdan çıkmazsak, tabiat üstü ve tam bir Hıristiyan gibi sevemeyiz.
-Eğer, Şeytan bizi kötü işleri için kandıramazsa, kızar ve bizleri kontrolümüzü kaybedelim ve sinirlenelim diye, bizleri bir sürü işler ve bir sürü aksiliklerle kızdırmaya çalışır.
-Yapmak istediğin iyi bir işten emin değilsen, o zaman İsa'ya sor: ''Rab, sen benim yerimde olsaydın, şimdi ne yapardın ? ''
-Dünyaya ayak uydurarak yaşamanın anlamı, Tanrıya düşman olarak yaşamaktır.
-Bu cümleyi her gün tekrarlıyalım: Ben, hoşgörülü, yardımsever, alçak gönüllü, sade olmak istiyorum !
-Yumuşak huylulukta, insanları Tanrıya kazandıran bir kuvvet yatar.
-Dostça davranışlar, güçlükleri çözer.
-Alçak gönüllü bir insanı sevmemek imkansızdır.
-Alçak gönüllü olmanın üç özelliği şunlardır:Kendini aşağılamayı sevmek,Kendini en küçük olarak görmek, insanların övgüsünden kaçmak.
-Eğer biz alçak gönüllülükte, sağlam yapılı değilsek ve kendimize karşı şüphemiz yoksa, hiçbir zaman Tanrının işlerini yapmaya yetenekli değilizdir.
-Her Günahkar Tanrı'nın en sevdiği kullarından biri de olabilir, Eğer kibirini atar ve alçak gönüllü olursa.
-Herhangi bir iyilik yapıp karşılık beklemektense, elleri, ayakları bağlı olarak kızgın kömürlerin üstüne atılmak daha iyidir.
-Eğer biz, şeytanı gurur ve Kibir ile başımızdan atmak istersek ona karşı hiç bir zaman kazanamayız. Çünki o'nda, bizden fazla Kibir vardır. Ama onun karşısına, alçak gönüllülükle, mütevazi bir kalple gidecek olursak onu yeneriz. Çünki bu erdemlikler o'nda yoktur.
-Eğer bütün erdemlere sahip olsaydım, fakat alçak gönüllü olmasaydım, sadece günahlarım olurdu.
-Birbirimizle karşılaştığımız zaman, koruyucu Kutsal Meleklerimizin de yanımızda olduklarını unutmuyalım. Onlar Allah'a olan Saygılarından dolayı, bizleri onurlandırıyor, koruyor ve bizlere sevgi ile hizmetlerini yapıyorlar.
-Büyük bir dikkatle ve saygıyla birbirimize yaklaşmalıyız. Kendini kibirli ve kendini beğenmiş şekilde göstermek isteyen her kişiye, bütün kalpler, açılacağına kapanacaktır.
-Eğer kişileri üzüp incitiyorsan ve ayrıca bu bir alışkanlık oldu ise, o zaman kendine her seferinde bir ceza ver. Göreceksin, yakında alçak gönüllü, mütevazi, yumuşak, kabullenen ve sevimli bir kişi olacaksın.
-İsa'ya şöyle diyelim: Tanrım, şu andan itibaren başkalarında hata aramıyacağım, ve sadece kendimde hata arayacağım. Bütün insanlara kalbimde yer verip ve onları oldukları gibi kabul etmem için kuvvet ver ve parlak örneklerinle içimi doldur.
- Diğer insanlara kalbin hüzünlü olsa bile, mutlu bir yüzle sevgi ve saygı göster. Diyeceksinki kalbim hüzünlü olduğunda nasıl yüzüm gülsün ? Kalbinin mutlu olması veya olmaması önemli değil. Bu bir iki yüzlülük değildir. Sevgi, istek ve arzuya bağlıdır.
- Kimse, bir insana akıllılı olduğundan dolayı inanmaz. Onu değerli bulduğu için ve sevdiği için inanır.
- Kendi fikirlerini savunacağına uysal olup, boyun eğdiğin zaman daha fazla mutluluk ve teselli bulacaksın.
- İnsanlar sözlerimizden, kalbimizi tanırlar.
- Sözleri ile bizim kalbimize nasıl yara açtığını diğerlerine göstermemek bir iki yüzlülük değil Hristiyanlığın verdiği akıllılıktır.Karşılık olarak dostça yüz göster, iyilik, yardım severlik ve uysallıkla hareket et.
- Kendi çıkarlarını düşünerek yaşayan, Tanrının işlerini temsil edemez.
- Yetimler ve zavallılarla karşı acı hissetmeyen ve merhamet göstermiyenler, cennetteki tüm sevgilerden uzak olanlardır.
- Etrafındaki insanların hatalarına ve zayıf taraflarına katlanmaya çalış, ve unutmaki sen bugün onlara makul davranırsan, belki onlarda yarın sana katlanmak zorunda kalırlar.
- Kim kendi sefaletini tam olarak tanımış ise, başkalarınada katlanması gerektiğinin, bir görev olduğunu tanıyacaktır.
- Başkalarının hakkında kötü konuşmak istiyorsan, havaya tüküren bir insan gibi olursun. Tükürükler yüzüne geri düşer.
- Kendi kötü huylarına hakim olamıyan, diğerleri ile daimi çelişkide yaşıyan, bütün herşeye isteksiz olan, hiç bir hata için özür dilemek istemeyen, daima kendi fikrini savunan ve diğerlerini hiç haklı görmiyenler şeytan'ın ruhu tarafından yönetiliyorlardır.
- Tanrı bir insana, yapacağı hayırlı işleri göstermeyi nasib etmiş ise, onun işlerine yardım etmeyi kesmiyecektir, kişi buna layık kaldığı sürece.
- Yeryüzünde, eğer bir insan, Tanrının istekleri bağdaşıyorsa, bu cennetteki hayatın başlangıcıdır.
- Tanrı bize harikalar yaratır, O'na sadık kalırsak.
- Tanrıya söz verip sonra bu sözden caymayın, Tanrıyla oyun oynanmaz.
- Cennete gitmeyi ümit etme hakkına sahip olanlar, Tanrıya sadık kalmış olan kişilerdir.
- Dayanma gücü, bütün Lütufların tacı dır.
- İnsanlar gelir ve gider. Tanrı kalır !